Havada gaz halinde bulunan koku moleküllerinin (kimyasal
maddelerin) burun yoluyla algılanıp beyindeki merkezde duyum haline gelmesi
olayıdır. İnsan burundaki 5 cm2 bir alanda bulunana 10 kadar koklama hücresi
koku moleküllerini beyne taşır (Hayvanlardaki koklama hücre sayıları daha
fazladır. Örneğin; köpeklerdeki hücre sayısı 22 dir.). Koku merkezde duyum
haline geldikten sonra bir takım davranış ve tepkilerin oluşmasına neden olur.
Örneğin duyulan taze ot, yaprak ve yeşillik kokusu, ferahlık, yaşam heyecanı ve
baharı anımsatır. Güzel bir çiçek kokusu da, huzur, mutluluk ve rahatlık
duygusu verir. Koku duygu dünyamızı etkileyen en önemli öğedir ve de insan
bunun bilincine daha ilk çağlarda varmıştır. Ve koku ilk çağlardan bu güne
değin insan yaşamında vazgeçilmez en önemli madde olmuş ve olacaktır. Daha da
önemlisi insan hayatının mekanikleştiği günümüz dünyasında, kokunun varlığına
daha da fazla (kişisel maddeler, ev ve endüstriyel maddelerde vb...) ihtiyaç
duyulmaktadır.
Kokunun Tarihçesi:
Kokunun tarihçesi insanlık tarihi ile birlikte başlar
ve onun kadar eskidir, diyebiliriz. İnsanoğlunun adeta büyülemiş olan kokunun
tarihçesi daha çok doğu kültürüne dayanmaktadır. Kokulu bitki ve reçinelerin
yakılmasıyla yani tütsü ile koku insan yaşamına girmiştir. Eski çağlardan bu
yana dünya dilinde kokuyu ifade eden sözcük PARFÜM dür.
PARFÜM kelimesi Latince kökenli olup [dumandan çıkan] anlamındaki [Per - fumüm]
kökünden gelmektedir. Bu kelimede kokunun insan hayatına tütsü ile girdiğinin
göstergesidir. Daha sonraları kokulu bitkilerden ve çiçeklerden elde edilen
kokulu yağlar tütsü ile birlikte dini törenlerde tanrıları memnun etmek için
kullanılmaya başlanmıştır.
Eski mısırlılar ölülerini güzel kokulu yağlar ile yıkayıp ayrıca mezarlara
kokulu yağlar da koyarak güzel kokuları yaşam ötesine taşımak istemişlerdir.
Daha sonraları kokular dini inançların dışında güzel kokmak amacı ile vücuda
sürülerek kullanılmaya başlanmıştır. Milattan önceki çağlarda Eski Mısır ve Çin
kokulu yağ üreticileridir. Kokulu yağlar ipek yoluyla Avrupa'ya taşınmıştır. O
yıllarda kokuların en büyük tüketicileri Avrupa Saraylarında krallar ve
yakınları olan asillerdi.
İnsanlar koku ihtiyaçlarını 19. yy.ın başına kadar kokulu bitki ve çiçeklerden
çıkarılan kokulu yağlar ile karşılamıştır. Bunlara [ uçan yağ ] [essentiol oil]
[ eterik yağ ] denilmektedir.
Avrupa kokulu yağ ve kokulu su üretimine Rönesans ile birlikte 16-17. yy.dan
itibaren başlamıştır. Ülkemizde ise 19. yy.da, gülyağı üretimiyle başlanmıştır.
Ancak 19. yy.ın sonları ve 20. yy.ın başlarından itibaren kimya sanayindeki
hızlı gelişme koku konusunu da olumlu bir şekilde etkilemiştir.
Dünya nüfusunun hızla artışının yanı sıra çok yeni ve de oldukça bol çeşitli
kişisel temizlik, kozmetik, ev temizlik ve endüstriyel ürünlerinin üretilmesi
kokuya olan ihtiyacı artırmıştır. Natürel kokulu yağlarla bu ihtiyaç
karşılanamamıştır. İşte bu nedenle KOMPOZE ESANS doğmuş ve bugünde sanayi ürünü
olarak sanayi sektöründe yerini almış durumdadır.